Yazasım
var! İçimde taşmayı bekleyen cümlelerim düzensiz, bir savaştan
çıkmışcasına dağınık, toplanmayı bekliyor. Bir masanın
üstüne yığılmış kitaplarca sözcük gibi anlatılmayı
bekleyen hikayelerim var. Kimi ıslak, kimi parçalanmış, kimi ise
ıssız, sessiz ve terk edilmiş.
Çocukluğum
geliyor aklıma bu günlerde. Yeni taşındığım evimin
merdivenleri çocukluğumdan gelen bir kokuyu saklıyor. O
merdivenlerden inerken sanki anneannemin bahçesine çıkacakmışım
gibi... Kim bilir? Çocukluğumu özledim belki de. Ne çok
konuşurdum ben küçükken, ne de çok yazardım. Tam hararetli bir
tartışmanın ortasında bir şeyler anlatmaya çalışan bir
çocuğun büyükleri tarafından susturulması gibi, hayat da beni
susturmuş. Ne zamandı? En son ne anlatıyordum acaba? O kadar
önemsiz miydi? Hatırlayamayacağım kadar uzun zaman olmuş.
Mahkumların
hapishane duvarlarına yazdığı şiirler gibi kazımışım
kalbimin duvarlarına satırlarca. Kim bilir belki bir gün, benim
için, biri çıkar ve sesli okur; küçük bir çocuğun sınıfın
önünde ne söylediğini anlamadan okuduğu bir şiir ve yahut bir
hasta başında rahatlasın diye yumuşak bir ses tonuyla okunan bir
roman gibi..
Okumaya
gözlerimden başlamalısın önce. Aklıma yazdıklarım sana beni
anlatmayacaktır. Gözlerimden başlamalısın, kirpiklerime
sakladığım şiirlerim var. Sonra boğazıma düğümlenmiş bir ip
misali uzun cümleleri okumalısın ki onlar yükleme erene kadar
öznesini unutabileceğin kadar uzundurlar. Yüreğinle okumalısın,
gözlerinle değil. Pek çoğunun okumadan atladığı önsözler
gibidir. Ama sen oku! Bir farkın olsun. Sonra geç kalbime. Asıl
roman orada başlıyor. Bir kadeh şarabını eline alıp camın
önünde yağmurun sesini dinlerken - hatta bir arya eşliğinde -
okuduğun romanlar gibi olmayacaklar. Rakını alıp soframa
oturacaksın ancak öyle...
Yazasım
var! Yazasım var diyorum ya. Öyle senin bildiğin bir dilde ve
bildiğin renklerle tertemiz sayfalara yazamam. Bunca yıllık
susturulmuşluğun mührü de sende, çaresi de.. Yazasım var! Bir
ömrü, yine bir ömür, yeniden, ama bu sefer parlak harflerle, daha
canlı, daha renkli, daha net...
...Katre Gizem...
24.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder